Deutsch zu lernen! - 24
Selamlar herkese, burda olmaktan oldukça mutluyum, 24. ve yılın da son sayısını yazdığıma inanmak güç, çünkü o kadar kendiliğinden aldığım bir karardı ki bu kadar güzel karşılık bulmasına çok seviniyorum.
Gelin bu hafta neler varmış bir bakalım
Kendimize notlar!
Her ne olduysa yeni yıl ve yeni bir umutla girelim bu son haftaya! yani şu 32 yılın sonunda öğrendiğim şeylerden biri de, dünya üzerinde yapılmış yeni bir yanlış bulmak oldukça zor, muhtemeldir biz her neslin hatalarını kendimizce yorumlayıp yine yapacağız, ama önemli olan bu deneyimlerin bize geride ne bıraktığı kanımca, burdan bir dil öğrenmekten bir insan sevmeye, bir işe başlamaya kadar çıkarılacak çok ders var. Dilerim yeni yılda bizim için hatalarımızdan geriye kalan deneyimlerimizin öğrettiği bize yanlış gelen, uymayan noktaları daha iyi tanımlarız, ve iyi bir iç görü sahibi olarak kendimize bakma cesaretimiz olur. Hiç kolay değil, o yüzden, bol şans!
Podcast
Bu hafta yeniden grammer isteklerinizi de görünce Podcast başlığında benim yollarını çok arşınladığım bir program “Deutsch lernen durch Hören” ile geldim bu hafta! Güzel yanı bölümler çok kısa, o yüzden çok bölüm bitirip motive olabiliyorsunuz.
Müzik
Tek başınalığınla iyi olabilmek gerçekten önemli. Bu konuda tonu itibari ile eğlenceli bulduğum bir şarkı önermek istiyorum size; Paul Gelinger’den "gut allein”, “tek iyiyim”. Özellikle alıntıladığım bölüm üzerine biraz düşündüm. Hem birlikteliğin özünde birisi ile olmak var hem de insanın kendisi ile olması ve bununla mutlu olması da var ve de gerekli diye düşünüyorum. Şarkı da bu bir aradalığın bir dengesinin olmadığından dem vuruyor. Emin değilim herkesin birlikte yürüyeceği bir yol olduğuna, ama denemekte de fayda var tabi, şimdi durduk yere gemileri yakmanın alemi yok 😈
…
Vielleicht gibt’s keinen Weg, der uns beide trägt,
vielleicht wird’s immer so sein.
Vielleicht gibt’s keinen Weg, der uns beide trägt
aber egal, denn ich war immer gut allein.
Immer gut allein
Kitap - Okuma Önerisi
Bu hafta artık aylar önce aldığım “geht immer schlimmer” kitabını bitirdim. Sizinle de paylaşmak istedim. Kitap isminden de anlaşılacağı üzere, işlerin hep kötüye gittiği anları anlatan hikayelerden oluşan bir kitap. Kitabın bana düşündürdüğü ise, “en berbat günümdeyim” dediğimiz günlerin bir noktadan sonra, ki bu farkındalık biraz geç de gelebilir, nasıl da aslında iyi ve yahut bugünümüzde bize iyi/hayırlı gelen bir noktaya geldiğini görmemizdi. Aslında biz bu güne kadar olan anların toplamıyız, haliyle aslında o anların içindeki şansı ve yahut potansiyeli görmek bence bizi zaten daha diğergâm, nedamet sahibi ve dirayetli kılıyor. Ha bu kitaptan bunları öğretmesini beklemeyin, aman diyeyim, fazla beklenti yardan uçurur, her güzel şeyde olduğu gibi 😊 ama kolay bir dili var, okuma tavsiyesi arayanlara…
Video
Bu kanal küçük bir kanal fakat kafalarını baya seviyorum, siz de bir göz atın isterseniz. Genelde gramer, kullanım, telaffuz üzerinde duruyorlar.
Auf Wiedersehen!
Geçen hafta soruları olan arkadaşların birçoğuna henüz dönemedim, ama zaman ve enerji buldukça yazarım, bazılarınız ayrı öneriler istemişsiniz, onları ara ara burdan da paylaşarak cevaplamış olurum.
Bildiğiniz gibi bülten artık Substack sayfamda yayınlanıyor, bültene burdan abone olabilirsiniz.
Yeni bir yıl önümüzde, dilerim sizi darda koyacağını düşündüğünüz her sıkıntı önce selamet sonra da neşe ile sonuçlanır. Zor zamanlarda en güzelini ummak için dirayet ve güç diliyorum sizlere yeni yılda.
Sevdikleriniz ve ailenizle mutlu güzel bir yıl dilerim hepinize ☘️😊
geldik yılın son sözlerine,
bülteni Almanca öğrenmek biraz da eğlenmek isteyen arkadaşlarınızla paylaşırsanız mutlu olurum.
Kendinize çoğ tikkat edin, etliye sütlüye karışmayın! Müslüm’ü az Ahmet Kaya’yı dozunda dinleyin, gönlünüzce bir yıl olsun. 🙋🏻♀️🎉
Tschüss!
